Alliance: Ticari Satışlardan Doğan Alacakların Tahsili: Hukuki Süreçler & Yabancı Mahkeme Kararlarının Tanınması

I. Giriş

Ticari alacakların hukuki yollarla tahsil edilmesi ile yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi, sınır ötesi ticari faaliyetlerin vazgeçilmez konuları arasında yer almaktadır. Özellikle farklı hukuk sistemlerinin ve sözleşme taraflarının karşı karşıya geldiği uluslararası ticarette, alacaklının haklarının etkin ve hukuka uygun şekilde korunması büyük önem taşımaktadır.

Ticari alacakların tahsili süreci, yalnızca medeni usul hükümlerine hâkim olmayı değil, aynı zamanda ilgili zamanaşımı sürelerinin ve şekil şartlarının doğru şekilde uygulanmasını da gerektirir. Borçlunun ödeme yapmaması ya da itirazda bulunması durumunda, hangi hukuki yolların mevcut olduğu ve takip sürecinin nasıl ilerleyeceği sorusu gündeme gelir.

Uluslararası düzeyde, yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve icra edilebilir hâle getirilmesi konusu giderek daha fazla pratik önem kazanmaktadır. Zira mahkeme kararları, devletin yargı yetkisini temsil eden resmî işlemlerdir ve kural olarak yalnızca kararı veren devletin sınırları içinde geçerlidir. Ancak ticari ilişkilerin niteliği gereği, bir kararın başka bir ülkede de hüküm doğurması gerekebilir. Bu durumda, kararın tanınması ve gerekli hâllerde tenfiz edilmesi gerekir. Bu işlemler, başta ilgili ülkenin iç hukukuna ve varsa mevcut ikili ya da çok taraflı anlaşmalara göre yürütülür. Dolayısıyla, bir yabancı mahkeme kararının tanınıp tanınmayacağı ve hangi koşullarda tanınabileceği, somut olayın hukuki çerçevesine bağlı olarak değişiklik gösterebilir.

Tüm bu hukuki süreçler, şirketlerin ve danışmanlarının alacaklarını etkin biçimde tahsil edebilmeleri ve hukuki riskleri en aza indirmeleri açısından hayati öneme sahiptir.


Ülkeler


II. Çin

1. Ticari bir satıştan doğan bir alacağın tahsili için hangi adımlar atılmalıdır ve borçlunun itiraz etmesi durumunda süreç nasıl ilerler?

Çin’de ticari alacakların tahsili süreci genellikle avukat aracılığıyla gönderilen yazılı bir ödeme talebi ile başlatılır. Bu avukat yazısının borçluya tebliğiyle birlikte, alacağa ilişkin zamanaşımı süresi kesilir. Borçlu bu ihtara rağmen ödeme yapmazsa, yetkili mahkemede (veya taraflar arasında geçerli bir tahkim şartı varsa tahkim merkezinde) dava açılması gerekir. Aynı zamanda, dava açılırken geçici hukuki koruma tedbiri kapsamında, borçlunun bilinen banka hesapları üzerindeki tutarın dondurulması da talep edilebilir. Mahkeme tarafından ödeme emri (hüküm) verildikten sonra, alacaklı bu karara dayanarak alacağı doğrudan bu hesaplardan tahsil edebilir.

2. İcra takibi başlatmak için hangi belgeler gereklidir ve yerli ile yabancı alacaklılar için farklı gereklilikler var mıdır?

İcra sürecini başlatmak için alacaklının aşağıdaki belgeleri sunması gerekir:

  • İcra edilebilir belge (mahkeme kararı veya tahkim kararı),
  • İcra başvuru dilekçesi,
  • Kimlik belgeleri (örneğin ticaret sicil kaydı),
  • Gerekirse borçlunun mal varlığına ilişkin delil ve belgeler.

Yabancı alacaklılar için özel bir belge şartı yoktur; genel olarak yerli alacaklılarla aynı usule tabidirler.

3. Ticari bir satıştan doğan alacaklar için hangi zamanaşımı süreleri geçerlidir?

Çin hukukuna göre, ticari satışlardan kaynaklanan alacaklar için genel zamanaşımı süresi üç yıldır. Bu süre, alacağın muaccel olduğu (vadesinin geldiği) tarihte başlar. Bunun dışında, Çin hukukunda bilgiye bağlı olmayan (objektif) 20 yıllık bir zamanaşımı süresi de mevcuttur, ancak bu genellikle ticari alacaklar açısından uygulama alanı bulmaz.

4. Yabancı mahkeme kararları hangi şartlar altında tanınır ve tenfiz edilir?

Çin, yabancı mahkeme kararlarını sadece ilgili ülke ile karşılıklı tanıma ve tenfiz anlaşması varsa tanır ve icra eder. Bu nedenle her somut olayda ilgili ülkeyle böyle bir anlaşma olup olmadığı kontrol edilmelidir.

Tanınacak kararın şu koşulları taşıması gerekir:

  • Kesinleşmiş ve bağlayıcı (nihai) karar olmalıdır.
  • Başvuru, ilgili Orta Düzey Halk Mahkemesi’ne yapılmalıdır.
  • Başvuruya, kararın yasallaştırılmış, onaylı ve Çince’ye çevrilmiş hali eklenmelidir.

Mahkeme tanıma sürecinde sadece şu unsurları inceler:

  • Karar, Çin kamu düzenine aykırı mı?
  • Karar, Çin’in egemenliğini, güvenliğini veya kamu çıkarını ihlal ediyor mu?

5. Yabancı mahkeme kararının tanınması reddedilirse hangi hukuki yollara başvurulabilir?

Tanıma veya tenfiz başvurusu reddedilen taraf, kararın kendisine tebliğ edilmesinden itibaren on gün içinde bir üst mahkemeye itiraz (inceleme talebi) başvurusunda bulunabilir.

III. Almanya

1. Ticari bir satıştan doğan bir alacağın tahsili için hangi adımlar atılmalıdır ve borçlunun itiraz etmesi durumunda süreç nasıl ilerler?

Almanya’da, borçlu temerrüde düştüyse – ki bu, ticari bir satışta fatura düzenlendikten ve vade tarihinden itibaren 30 gün geçtiğinde kendiliğinden oluşur – alacaklı, yetkili yerel mahkemeden (Amtsgericht) ödeme emri (Mahnbescheid) talep edebilir. Bu başvuru elektronik ortamda avukat aracılığıyla yapılabilir ve genellikle az sayıda bilgi yeterlidir; herhangi bir belge sunma zorunluluğu bulunmaz.

Borçlu, ödeme emrinin kendisine tebliğinden itibaren 2 hafta içinde itiraz edebilir. Bu itiraz herhangi bir gerekçeye dayanmadan da yapılabilir.

İki haftalık süre içerisinde itiraz edilmediği takdirde, alacaklı icra emri (Vollstreckungsbescheid) talep edebilir. Bu belgeye dayanarak doğrudan zorla icra süreci başlatılabilir.

Borçlu itiraz ederse, alacaklı mahkeme harcını yatırarak ve taleplerini gerekçelendirerek dava açma yoluyla alacağını talep edebilir.

2. İcra takibi başlatmak için hangi belgeler gereklidir ve yerli ile yabancı alacaklılar için farklı gereklilikler var mıdır?

Almanya’da icra takibi başlatmak için gerekli belgeler şunlardır:

  • İcra edilebilir belge (örneğin: mahkeme kararı, icra emri, noter tasdikli borç ikrarı, sulh mahkemesi kararı, yabancı karar),
  • Bu belge üzerinde icra şerhi (Vollstreckungsvermerk) bulunmalıdır,
  • Bu belgenin borçluya tebliğ edildiğine dair ispat,
  • İcra türüne göre düzenlenmiş başvuru formu.

Yabancı alacaklılar için özel bir koşul yoktur; ancak yabancı kararların icrası söz konusuysa, özel düzenlemeler (örneğin AB ya da ikili anlaşmalar) geçerli olabilir.

3. Ticari bir satıştan doğan alacaklar için hangi zamanaşımı süreleri geçerlidir?

Almanya’da ticari alacaklar için genel zamanaşımı süresi 3 yıldır (§ 195 BGB). Bu süre, alacağın doğduğu yılın sonunda başlar. Örneğin, alacak 20.06.2025’te doğduysa, zamanaşımı süresi 31.12.2025’te başlar ve 31.12.2028 gece 24:00’te sona erer.

Bazı özel alacak türleri için daha kısa zamanaşımı süreleri de öngörülmüştür.

4. Yabancı mahkeme kararları hangi şartlar altında tanınır ve tenfiz edilir?

AB ülkelerinden gelen kararlar, Brüksel I Tüzüğü (Brüssel-Ia-VO) kapsamında doğrudan Almanya’da tanınır ve ek bir işlem olmadan icra edilebilir. Sadece ilgili mahkeme kararında bu durumu gösteren sertifika gerekebilir.

AB dışındaki ülkelerden (üçüncü devletlerden ve Almanya ile tanıma anlaşması olmayan ülkelerden) gelen kararlar için ise, "exequatur" adı verilen özel bir tanıma ve tenfiz davası açılması gerekir. Bu davada Alman mahkemesi, yabancı kararın Alman hukukuna göre tanınıp icra edilip edilemeyeceğini değerlendirir. Tanıma kararı verilirse, karar Almanya’da zorla icra edilebilir hale gelir.

5. Yabancı mahkeme kararının tanınması reddedilirse hangi hukuki yollara başvurulabilir?

Exequatur davası, doğrudan yetkili mahkemeye açılır. Mahkeme, tanıma talebini reddederse birinci derece mahkemeden red kararı çıkar. Alacaklı bu karara karşı istinaf (Berufung) veya temyiz (Revision) yoluna gidebilir.

IV. Fransa

1. Ticari bir satıştan doğan bir alacağın tahsili için hangi adımlar atılmalıdır ve borçlunun itiraz etmesi durumunda süreç nasıl ilerler?

Fransa’da bir ticari alacağın tahsili genellikle iki aşamalı bir süreçle yürütülür:
öncelikle ihtar (mise en demeure), ardından gerekirse yargı süreci başlatılır. İlk adım olarak borçluya, alacağın dayanağı ve belirli bir ödeme süresi (genellikle 8 ila 15 gün) içeren resmî bir ödeme talebi gönderilir. Ödeme yapılmazsa iki farklı yargı yoluna başvurulabilir:

  • Ödeme emri (Injonction de payer): Uyuşmazlığa konu edilmeyen (itirazsız) alacaklar için uygulanan, basit ve yazılı belgelere dayanan bir usuldür. Ticaret mahkemesine başvurulur. Kararın verilmesinden sonra borçlunun 1 ay içinde itiraz hakkı vardır. İtiraz edilirse, süreç normal bir dava halini alır.
  • Tam yargılama (Assignation au fond): Alacağın borçlu tarafından itiraz edildiği veya durumun karmaşık olduğu hâllerde uygulanır. Dava süreci tam delil ve savunma prosedürünü içerir.

Not: 5.000 Euro’nun altındaki talepler için sadeleştirilmiş bir prosedür (adli icra memuru aracılığıyla) mevcuttur. Borçlu katılımı reddederse süreç doğrudan mahkemeye taşınır.

2. İcra takibi başlatmak için hangi belgeler gereklidir ve yerli ile yabancı alacaklılar için farklı gereklilikler var mıdır?

Fransa’da bir alacağın icra edilebilmesi için alacaklının elinde icra kabiliyeti olan bir belge (örneğin mahkeme kararı, noter senedi, ödeme emri) bulunmalıdır. Ayrıca borçluya ve alacağa dair tüm bilgiler eksiksiz sunulmalıdır. İcra işlemleri, commissaire de justice (icra memuru) tarafından yürütülür.

AB içinden gelen yabancı alacaklılar, Avrupa İcra Emri (EEO) veya küçük ölçekli talepler için verilen AB Kararı ile doğrudan icra takibi başlatabilirler. AB dışı ülkelerden gelen kararlar için ise Fransa’da bir tanıma ve tenfiz davası (exequatur) açılması gerekir.

Yurtdışından gelen tüm belgelerin Fransızcaya çevrilmiş ve gerektiğinde apostil şerhiyle onaylanmış olması gerekir.

3. Ticari bir satıştan doğan alacaklar için hangi zamanaşımı süreleri geçerlidir?

Fransa’da ticari satışlardan doğan alacaklar için genel zamanaşımı süresi, ödeme tarihinden itibaren 5 yıldır (Ticaret Kanunu madde L.110-4). Bazı özel alanlarda daha kısa zamanaşımı süreleri uygulanır:

  • Nakliye sözleşmeleri: 1 yıl
  • Sigorta talepleri: 2 yıl

Zamanaşımı şu durumlarda kesilir (yeniden başlar):

  • Borçlunun borcu yazılı olarak veya kısmi ödeme ile kabul etmesi,
  • Resmî ödeme talebi (mise en demeure) gönderilmesi,
  • Yargı süreci başlatılması.

4.Yabancı mahkeme kararları hangi şartlar altında tanınır ve tenfiz edilir?

AB ülkelerinden gelen kararlar Brüksel I Tüzüğü kapsamında otomatik olarak tanınır. Tanıma için özel bir işlem gerekmez, ancak icra için; Madde 53’e uygun bir sertifika ve kararın bir kopyası sunulmalıdır.

AB dışı ülkelerden gelen kararlar için exequatur (tanıma ve tenfiz) süreci gereklidir. Fransa Yargıtay’ının yerleşik içtihatlarına göre üç koşulun sağlanması gerekir:

  1. Yabancı mahkeme Fransız hukukuna göre yetkili sayılmalıdır.
  2. Karar, Fransa’nın kamu düzenine aykırı olmamalıdır.
  3. Adil yargılanma hakkı ihlal edilmemiş olmalıdır (usul hatası veya dolandırıcılık olmamalıdır).

Bu şartlar sağlanıyorsa, karar Fransa’da icra edilebilir hâle gelir.

5. Yabancı mahkeme kararının tanınması reddedilirse hangi hukuki yollara başvurulabilir?

Tanıma ve tenfiz başvurusu reddedildiğinde, alacaklı tebligat tarihinden itibaren 1 ay içinde ilgili Bölge Temyiz Mahkemesi’ne başvurarak itiraz edebilir. Bu aşamada hem maddi olaylar hem de hukuki gerekçeler yeniden incelenir.

Eğer temyiz talebi reddedilirse, alacaklı sadece hukuki hata iddiasıyla Fransa Yargıtay’ı (Cour de cassation) nezdinde temyize (cassation) başvurabilir.

Alternatif olarak, alacaklı, dayandığı asıl talebe (örneğin sözleşmenin ihlali veya ödenmeyen alacak) ilişkin olarak Fransa’da yeniden doğrudan bir dava açabilir. Bu, yabancı mahkeme kararından bağımsız olarak başlatılan yeni bir yargılama sürecidir.

V. İtalya

1. Ticari bir satıştan doğan bir alacağın tahsili için hangi adımlar atılmalıdır ve borçlunun itiraz etmesi durumunda süreç nasıl ilerler?

İtalya’da ticari alacakların tahsili için alacaklı, mahkemeden ödeme emri (decreto ingiuntivo) alabilir. Bu, borçlunun ödeme yapmadığı durumlarda başvurulan hızlı ve yazılı belgelerle desteklenen bir başvuru türüdür. Başvuru, yetkili yerel mahkemeye (tribunale) kısa bir dilekçeyle yapılır; alacağın varlığı belgelerle ispatlanmalıdır (genellikle fatura). Ayrıca, İtalya'da özel bir uygulama olarak, borcun işletmenin ticari kayıtlarında yer aldığını gösteren noter onaylı muhasebe kaydı da sunulabilir. Borçlu, itirazını bir dava dilekçesi ile ve gerekçeli olarak yapmak zorundadır. Bu durum, özellikle geciktirme amaçlı itirazları caydırmak için yüksek eşikler getirmektedir.

2. İcra takibi başlatmak için hangi belgeler gereklidir ve yerli ile yabancı alacaklılar için farklı gereklilikler var mıdır?

İtalya’da icra sürecini başlatabilmek için; geçerli bir ilam (mahkeme kararı veya ödeme emri) ve borçluya tebliğ edilmiş bir ödeme ihtarı (atto di precetto) gereklidir. Bu ihtarda borç detaylı olarak belirtilir, borçluya 10 günlük ödeme süresi tanınır. Bu sürenin sonunda ödeme yapılmazsa, icra işlemi başlatılabilir (örneğin banka hesaplarına haciz). AB içi kararlar, Brüksel I Tüzüğü kapsamındaysa, ayrıca icra kabiliyeti sertifikası ile birlikte sunulmalıdır. AB dışı mahkeme kararlarında ise karşılıklılık ilkesi (reciprocità) uygulanır.

3. Ticari bir satıştan doğan alacaklar için hangi zamanaşımı süreleri geçerlidir?

İtalya’da genel zamanaşımı süresi 10 yıldır. Ancak bazı özel alacak türleri için daha kısa süreler geçerlidir: Yinelenen ödemeler (abonelik, kira vb.) → 5 yıl, Danışmanlık ücretleri → 3 yıl, Bazı hizmet bedelleri → 1 yıl. İtalya’da önemli bir farklılık şudur: Bir ihtar mektubu göndermek bile zamanaşımını keser (yeniden başlatır). Sadece uzlaşma görüşmelerinin başlaması değil, tek taraflı ihtar da yeterlidir.

4. Yabancı mahkeme kararları hangi şartlar altında tanınır ve tenfiz edilir?

İtalya’da yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve icrası esas olarak Brüksel I Tüzüğü ile düzenlenmiştir; AB içi kararlar doğrudan tanınır ve icra edilebilir. AB dışı kararlar ise İtalya’nın uluslararası özel hukuku (IPR) kapsamında değerlendirilir. Karşılıklılık ilkesi geçerlidir: Yani, söz konusu yabancı devlet, İtalyan kararlarını tanıyorsa, İtalya da onun kararlarını tanıyabilir. Ayrıca şu şartlar aranır: Kararın içeriği kamu düzenine aykırı olmamalıdır, tarafların adil yargılanma hakkı ihlal edilmemelidir ve kararı veren mahkemenin yetkili olması gerekir. Bu koşullar sağlanıyorsa, yabancı mahkeme kararı ayrı bir tanıma davasına gerek olmadan İtalya’da icra edilebilir.

5. Yabancı mahkeme kararının tanınması reddedilirse hangi hukuki yollara başvurulabilir?

İtalya’da yabancı mahkeme kararlarının tanınması için ayrı bir tanıma davası bulunmadığından, tanıma mahkeme tarafından süreç içinde incelenir. Eğer tanıma reddedilirse, ilgili taraf Bölge Temyiz Mahkemesi’ne başvurarak tanımanın tespiti talebinde bulunabilir.

VI. Avusturya

1. Ticari bir satıştan doğan bir alacağın tahsili için hangi adımlar atılmalıdır ve borçlunun itiraz etmesi durumunda süreç nasıl ilerler?

Avusturya’da ticari alacakların tahsili için, öncelikle dava dışı çözüm yolları denenmeli, sonuç alınamazsa dava yoluna gidilmelidir. Talep miktarına bağlı olarak bölge veya il mahkemeleri yetkilidir. Viyana'da özel bir ticaret mahkemesi (Handelsgericht Wien) bulunmaktadır. 75.000 Euro’ya kadar olan taleplerde, basitleştirilmiş bir prosedür olan ödeme emri (Mahnverfahren) uygulanır. Mahkeme, duruşma yapmadan ve borçlu tarafı dinlemeden, koşullu bir ödeme emri düzenler. Bu aşamada alacağın varlığı incelenmez. Borçlu, bu emre karşı 4 hafta içinde itiraz edebilir. İtiraz edilmezse ödeme emri kesinleşir ve icra edilebilir hâle gelir. İtiraz hâlinde ise süreç tam teşekküllü yargılamaya (delil toplama dâhil) dönüşür. AB Mahkeme Kararlarının icrası kapsamında Avrupa Ödeme Emri için Viyana Ticaret Mahkemesi yetkilidir.

2. İcra takibi başlatmak için hangi belgeler gereklidir ve yerli ile yabancı alacaklılar için farklı gereklilikler var mıdır?

Bir mahkeme kararının icrası için ilgili bölge mahkemesine (Bezirksgericht) icra (Exekution) başvurusu yapılması gerekir. Bu başvuruya icra edilebilir karar örneği (mahkeme kararı, ödeme emri, mahkeme uzlaşması vb.) ve kararın kesinleştiğine dair onay eklenmelidir. 50.000 Euro’ya kadar olan icra taleplerinde icra kararı ayrıca ibraz edilmeden de işlem yapılabilir. Yabancı bir mahkemeden alınmış kararlar için, kararın icra edilebilirlik kararı (Vollstreckbarerklärung) ve kesinleşme şerhi içermesi gerekir. Özellikle AB dışı ülkelerden gelen kararlar için bu şarttır.

3. Ticari bir satıştan doğan alacaklar için hangi zamanaşımı süreleri geçerlidir?

Ticari satış sözleşmelerinden doğan alacaklar, genel medeni hukuk kuralları uyarınca üç yıl içinde zamanaşımına uğrar. Zamanaşımı, alacağın muaccel (ödeme vadesi gelmiş) olduğu tarihte başlar. Sözleşmede farklı bir vade belirlenmediyse, teslim anında ödeme yükümlülüğü doğar. Uygulamada ise genellikle belirli vadeli ödeme koşulları kararlaştırılır. Eğer teslim tarihinden itibaren üç yıl geçtikten sonra fatura kesilirse, bu sadece doğal borç (Naturalobligation) sayılır, yani talep edilebilir ancak dava konusu yapılamaz.

4. Yabancı mahkeme kararları hangi şartlar altında tanınır ve tenfiz edilir?

Avusturya’da hukuk ve ticaret davalarında yabancı kararların tanınması ve icrası, öncelikle Brüksel I Tüzüğü (AB 1215/2012) kapsamında düzenlenmiştir AB içindeki mahkeme kararları, Avusturya’da herhangi bir ek tanıma süreci olmadan otomatik olarak tanınır. Ancak icra işlemi yapılabilmesi için, kararın alındığı ülkede icra edilebilir olması gerekir. Ayrıca icra edilebilirlik belgesi (Bescheinigung) gereklidir. Brüksel I Tüzüğü’nün kapsamı dışındaki ülkelerden gelen kararlar için, kararın Avusturya’da icra edilebilirliğine karar verilmesi gerekir (§§ 2 Abs 2, 403 EO). Bu kapsamda, belgenin düzenlendiği ülkenin iç hukuku uyarınca icra edilebilir olması ve karşılıklılık ilkesinin uluslararası anlaşmalar veya yönetmeliklerle sağlanması şarttır.

5. Yabancı mahkeme kararının tanınması reddedilirse hangi hukuki yollara başvurulabilir?

İcra başvurularına ilişkin kararlar, mahkeme kararı yoluyla verilir. Bu kararlara karşı itiraz (Rekurs) mümkündür. İtiraz süresi, kararın tebliğinden itibaren 14 gündür. Eğer icra, yabancı mahkeme kararının tanınmaması nedeniyle reddedilmişse, bu karar, süresinde yapılan itiraz ile kaldırılabilir. Yalnızca istisnai hâllerde bu sürecin üst mahkemelere taşınması mümkündür.

VII. Polonya

1. Ticari bir satıştan doğan bir alacağın tahsili için hangi adımlar atılmalıdır ve borçlunun itiraz etmesi durumunda süreç nasıl ilerler?

Polonya’da ticari alacakların tahsili için öncelikle ödeme emri davası veya doğrudan alacak davası açılması gerekir. Mahkeme olumlu karar verdikten sonra, yani bir hüküm (karar veya ödeme emri) alındıktan sonra borçlu buna itiraz etmezse, alacaklı icra takibi başlatabilir. Ancak borçlu kararın tebliğinden sonra itiraz ederse, yargılama tam teşekküllü bir dava sürecine dönüşür. Bu sürecin sonunda yine olumlu sonuç alınması hâlinde alacaklı icra işlemleri başlatabilir.

2. İcra takibi başlatmak için hangi belgeler gereklidir ve yerli ile yabancı alacaklılar için farklı gereklilikler var mıdır?

İcra takibinin başlatılması için, ilamlı icra belgesinin orijinali ile birlikte icra şerhi ibraz edilmelidir. Aşağıdaki belgeler kabul edilir:

  • Kesinleşmiş mahkeme kararı (hüküm, ödeme emri, karar),
  • Mahkeme huzurunda yapılan sulh anlaşmaları,
  • Diğer mahkeme kararları, anlaşmalar, belgeler (örneğin iflas masası kayıtları),
  • Borçlunun icra takibine rıza gösterdiği noter senetleri. Ayrıca, AB üyesi ülke mahkemelerinden alınmış ilamlar da Polonya’da doğrudan icra takibine konu olabilir. Yerli ve yabancı alacaklılara yönelik belgeler bakımından uygulamada farklılık bulunmamaktadır.

3. Ticari bir satıştan doğan alacaklar için hangi zamanaşımı süreleri geçerlidir?

Polonya’da ticari mal satışlarından doğan alacaklar için zamanaşımı süresi iki yıldır. Bu süre, takvim yılının sonunda (örneğin 15 Mart 2023 tarihinde başlayan süre, 31 Aralık 2025 tarihinde sona erer) dolmaktadır.

4. Yabancı mahkeme kararları hangi şartlar altında tanınır ve tenfiz edilir?

AB Üyesi Ülkelerden Gelen Kararlar:

AB mahkemelerinden verilen kararlar, sulh anlaşmaları, resmî belgeler ve banka hesaplarına yönelik geçici önlemler (örneğin Avrupa Hesap Dondurma Kararı) Brüksel-Ia Tüzüğü uyarınca Polonya’da doğrudan tanınır ve icra edilebilir. Tanıma için ayrı bir mahkeme sürecine gerek yoktur.

Bu nedenle, AB kararlarının Polonya’da icrası için exequatur (tenfiz) kararı aranmaz. Alacaklı doğrudan icra memuruna başvurabilir.

AB Dışı Ülkelerden Gelen Kararlar (Polonya ile uluslararası anlaşması olmayan):

Uluslararası bir anlaşma bulunmadığı takdirde, kararların tanınması otomatik olmaz. Aşağıdaki durumlarda tanıma ve tenfiz reddedilir:

  • Karar kesinleşmemişse,
  • Dava konusu Polonya mahkemelerinin münhasır yetki alanına giriyorsa.

5. Yabancı mahkeme kararının tanınması reddedilirse hangi hukuki yollara başvurulabilir?

AB Kararları Bakımından:
Alacaklı, Polonya’da bir mahkemeye başvurarak tanımanın reddi ya da kabulü yönünde karar talep edebilir. Ret kararı verilirse, alacaklı kararı temyiz ederek istinaf mahkemesinde itiraz edebilir. İstinaf mahkemesinin kararına karşı ise temyiz (kassasyon) başvurusu mümkündür.

AB Dışı Kararlar Bakımından (Polonya ile uluslararası anlaşması olmayan ülkeler):
Bu kararların tanınması için ilam tanıma başvurusu ilk derece mahkemesinde yapılır. Tanımanın reddine karşı istinaf yoluna, ardından temyize gidilebilir.

VIII. Romanya

1. Ticari bir satıştan doğan bir alacağın tahsili için hangi adımlar atılmalıdır ve borçlunun itiraz etmesi durumunda süreç nasıl ilerler?

Romanya’da bir ticari alacağın tahsili için ilk aşama, borçluya yazılı ödeme emri gönderilmesidir. Bu adım, gerek genel dava prosedürü gerekse ödeme emri sürecinin ilk basamağı olarak görülmektedir. Eğer borçlu bu ödeme talebine rağmen ödeme yapmazsa, alacaklı mahkemeye başvurarak alacağı yargı yoluyla talep edebilir. Bu süreçte mahkemeden alınacak ödeme emri niteliğindeki karar, icra edilebilir bir belge olarak kullanılabilir. Sonraki aşamada bu karar, icra memuru aracılığıyla yerine getirilir.

2. İcra takibi başlatmak için hangi belgeler gereklidir ve yerli ile yabancı alacaklılar için farklı gereklilikler var mıdır?

Brüksel I Tüzüğü, özellikle AB üyesi ülkeler arasındaki icra prosedürlerinin standartlaştırılması ve kolaylaştırılmasını hedefler. 2012 öncesinde AB üyesi ülkelerden gelen kararlar dahi tanıma prosedürüne tabi iken, bu zorunluluk kaldırılmıştır. Ancak AB dışı ülkelerden gelen mahkeme kararları için hâlâ tanıma prosedürü gereklidir.
AB üyesi ülkelerde verilen kararların icra edilebilmesi için, bu karara ek olarak Avrupa İcra Belgesi (European Enforcement Certificate) ve alacaklının ticaret sicili kaydının sunulması gerekir.

3. Ticari bir satıştan doğan alacaklar için hangi zamanaşımı süreleri geçerlidir?

Romanya’da ticari alacaklara ilişkin genel zamanaşımı süresi üç yıldır.

4. Yabancı mahkeme kararları hangi şartlar altında tanınır ve tenfiz edilir?

AB üyesi ülkelerde verilen kararlar, Avrupa İcra Belgesi ile birlikte sunulduğunda tanıma ve tenfiz prosedürüne tabi değildir. Ancak AB dışı ülkelerden gelen kararlar için Romanya Medeni Usul Kanunu uyarınca ayrı bir tanıma prosedürü işletilir.

5. Yabancı mahkeme kararının tanınması reddedilirse hangi hukuki yollara başvurulabilir?

Yabancı bir mahkeme kararının tanınmasına ilişkin talebin reddine dair verilen hükme karşı temyiz yoluna başvurulabilir. Tanıma talebinin ilk derece mahkemesinde yapılması zorunludur. Reddin ardından karar, temyiz mahkemesinde incelenebilir.

IX. Slovakya

1. Ticari bir satıştan doğan bir alacağın tahsili için hangi adımlar atılmalıdır ve borçlunun itiraz etmesi durumunda süreç nasıl ilerler?

Slovakya’da bir ticari alacağın tahsil edilebilmesi için öncelikle borçluya yazılı bir ödeme talebi gönderilmesi mümkündür, ancak bu adım yasal olarak zorunlu değildir. Alacaklı, doğrudan mahkemeye başvurarak tahsil sürecini başlatabilir. Ticari nitelikteki para alacaklarının tahsili için alacaklı, Banská Bystrica Bölge Mahkemesi nezdinde hızlandırılmış ödeme emri başvurusunda bulunabilir. Bu usulde mahkeme, duruşma yapmadan ve borçluyu dinlemeden talep edilen alacağın dayanaklarının makul olup olmadığını inceler. Mahkeme ödeme emrini düzenlerse, borçlunun bu karara karşı 15 gün içinde itiraz hakkı bulunur. Borçlunun 15 gün içerisinde gerekçeli bir itirazda bulunması hâlinde ödeme emri iptal edilir ve süreç klasik yargılamaya dönüşür.

2. İcra takibi başlatmak için hangi belgeler gereklidir ve yerli ile yabancı alacaklılar için farklı gereklilikler var mıdır?

Den Antrag auf die Einleitung eines Vollstreckungsverfahrens kann ein Gläubiger nur durch einen Rechtsanwalt stellen. Dem Antrag auf die Einleitung des Vollstreckungsverfahrens sind eine Vollmacht, ein mit einer Vollstreckbarkeitsklausel versehener Vollstreckungstitel und, bei ausländischen juristischen Personen als Gläubiger, ein Handelsregisterauszug beizufügen. Alle Dokumente müssen ins Slowakische übersetzt werden.

Slovakya’da icra süreci yalnızca avukat aracılığıyla başlatılabilir. İcra talebiyle birlikte sunulması gereken belgeler şunlardır:

  • İcra edilebilir mahkeme kararı (ödeme emri, hüküm vb.) ve bu karar üzerine yazılmış icra şerhi,
  • Vekâletname,
  • Yabancı tüzel kişilerin alacaklı olduğu durumlar için, ticaret sicilinden alınmış güncel bir kayıt belgesi.

Yabancı belgelere ilişkin tüm evraklar Slovakçaya çevrilmiş olmalıdır.

3. Ticari bir satıştan doğan alacaklar için hangi zamanaşımı süreleri geçerlidir?

Slovakya hukukunda genel zamanaşımı süresi 3 yıl olmakla birlikte, tarafların her ikisi de tacir (girişimci) ise ve aralarındaki hukuki ilişki ticari faaliyet kapsamında kurulmuşsa, Ticaret Kanunu hükümleri geçerli olur. Bu durumda zamanaşımı süresi 4 yıldır. Zamanaşımı süresi, hakkın ilk kez ileri sürülebileceği tarihte işlemeye başlar ve en geç 10 yıl içinde sona erer.

4. Yabancı mahkeme kararları hangi şartlar altında tanınır ve tenfiz edilir?

Slovakya’da yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi, kararın verildiği ülkeye göre değişiklik gösterir. Avrupa Birliği ülkelerinden gelen kararlar açısından Brüksel I Tüzüğü uygulanır. Bu kapsamda, yabancı mahkeme kararı, ayrıca bir tanıma davasına gerek olmaksızın doğrudan tanınır ve tenfiz edilebilir. Mahkeme kararının verildiği ülkede kesinleşmiş ve icra edilebilir olması yeterlidir. Sadece bazı biçimsel şartların sağlanması aranır, içeriğe yönelik yeniden bir inceleme yapılmaz. AB dışı ülkelerde alınmış kararların tanıma ve tenfizi için mahkemeye başvuru gereklidir. Yabancı mahkeme kararının Slovakya’da geçerli sayılabilmesi için kararın kesinleşmiş, icra kabiliyetine sahip olması ve adil yargılama ilkesine uygun şekilde verilmiş olması gereklidir.

5. Yabancı mahkeme kararının tanınması reddedilirse hangi hukuki yollara başvurulabilir?

Yabancı mahkeme kararının tanınması veya tenfizine ilişkin kararlar Slovakya mahkemeleri tarafından ayrı bir hükümle veya bazen doğrudan icra süreci içinde dolaylı biçimde verilir. Karar olumsuz olduğunda, alacaklı itiraz yoluna başvurabilir. İtirazın reddi hâlinde, olağanüstü bir başvuru yolu olan temyiz hakkı da mevcuttur.

IX. Çekya

1. Ticari bir satıştan doğan bir alacağın tahsili için hangi adımlar atılmalıdır ve borçlunun itiraz etmesi durumunda süreç nasıl ilerler?

Çekya’da ticari alacak tahsil süreci genellikle yazılı bir ihtarname ile başlar. Hukuken zorunlu olmamakla birlikte, dava açılmadan en az yedi gün önce borçluya yazılı ödeme talebinde bulunulması tavsiye edilir. Bu adım atlanırsa, mahkeme masraflarının karşı taraftan tahsili konusunda zorluk yaşanabilir. Borçlu ödemezse, alacaklı dava açabilir veya ödeme emri sürecini başlatabilir. Ödeme emri basitleştirilmiş bir prosedürdür. Mahkeme, borcun yazılı belgelerle ispatlanabilmesi hâlinde borçlu dinlenmeden ödeme emri düzenler. Borçlu, bu emre karşı 15 gün içinde ödeme yapabilir ya da itiraz edebilir. Süresi içinde yapılan itiraz, ödeme emrini hükümsüz hale getirir ve dava normal yargılama usulüne döner.

2. İcra takibi başlatmak için hangi belgeler gereklidir ve yerli ile yabancı alacaklılar için farklı gereklilikler var mıdır?

Çekya’da icra işlemleri için, alacaklının uyruğundan bağımsız olarak, gerekli belgeler şunlardır:

  • İcra edilebilir mahkeme kararı (veya başka bir icra takibine konu belge),
  • İcra kabiliyeti şerhi (icra edilebilirlik kaşesi),
  • Yetkili mahkemeye veya icra memuruna sunulan takip talebi.

Yabancı alacaklılar açısından, mahkeme kararının Brüksel I Tüzüğü (EU 1215/2012) kapsamında düzenlenmiş olması hâlinde ek belge sunulmalıdır. Tüm belgelerin Çek diline çevrilmesi zorunludur.

3. Ticari bir satıştan doğan alacaklar için hangi zamanaşımı süreleri geçerlidir?

Çek hukukunda ticari alacaklara ilişkin genel zamanaşımı süresi 3 yıldır. Bu süre, alacaklının borcun muaccel olduğunu öğrendiği veya öğrenmesi gerektiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Buna ek olarak, objektif zamanaşımı süresi 10 yıldır. Yani, borcun vadesi gelmiş olmasına rağmen alacaklı durumu fark etmemişse bile, 10 yılın sonunda dava açma hakkı sona erer. İstisnalar kanun ile düzenlenmiştir.

4. Yabancı mahkeme kararları hangi şartlar altında tanınır ve tenfiz edilir?

AB ülkelerinden alınan kararlar Brüksel I Tüzüğü kapsamında, herhangi bir tanıma veya tenfiz davası açmaya gerek olmadan otomatik olarak Çekya’da geçerli olur. Tek şart, kararın verildiği ülkede icra edilebilir olmasıdır. AB dışı ülkelerden gelen kararların tanınması ve tenfizi, Çekya’nın 91/2012 sayılı Uluslararası Özel Hukuk Yasası uyarınca yapılır. Şu şartlar aranır:

  • Karar kesinleşmiş olmalıdır,
  • Adil yargılanma ilkesine uygun bir prosedürle verilmiş olmalıdır,
  • Çek kamu düzenine aykırı olmamalıdır,
  • Kararı veren ülke ile karşılıklılık ilişkisi bulunmalıdır.

5. Yabancı mahkeme kararının tanınması reddedilirse hangi hukuki yollara başvurulabilir?

Çekya’da mahkeme tanıma veya tenfiz talebini reddederse, alacaklı kararı aldıktan sonra 15 gün içinde itiraz yoluna gidebilir. Bu itiraz, üst derece mahkemede incelenir. Ret kararı burada da onanırsa, alacaklı son çare olarak Çek Cumhuriyeti Yüksek Mahkemesi’ne olağanüstü temyiz başvurusunda bulunulabilir.

X. Türkiye

1. Ticari bir satıştan doğan bir alacağın tahsili için hangi adımlar atılmalıdır ve borçlunun itiraz etmesi durumunda süreç nasıl ilerler?

İlk olarak, borçluya bir ihtiyati ödeme talebi (ihtarname) gönderilir. Bu belgede, alacağın ödenmesi için belirli bir süre tanınır. Borçlu zaten temerrüde düşmüşse bu adım yasal olarak zorunlu değildir, ancak yine de olası bir uyuşmazlığı önlemek amacıyla tavsiye edilir. Borçlu henüz temerrüde düşmemişse, bu ihtarnameyle temerrüde düşürülmelidir.

Borçlu ödemeyi gerçekleştirmezse, alacaklı yargı yoluna başvurarak ilamlı icra prosedürünü başlatabilir. Bunun için icra dairesine başvurarak borçluya bir ödeme emri gönderilmesi talep edilir. Ödeme emri tebliğ edildikten sonra borçlu, yedi iş günü içinde bu emre itiraz edebilir. Borçlu itiraz etmezse, ödeme emri kesinleşir ve alacaklı bu belgeye dayanarak doğrudan icra takibi başlatabilir.

Ancak borçlu itiraz ederse, alacaklı önce zorunlu arabuluculuk sürecini başlatmak zorundadır. Arabuluculuk başarıyla sonuçlanmazsa, alacak mahkemeye taşınarak dava yoluyla ileri sürülür.

2. İcra takibi başlatmak için hangi belgeler gereklidir ve yerli ile yabancı alacaklılar için farklı gereklilikler var mıdır?

İcra takibi başlatmak için gerekli olan başvuruda; alacaklının ve borçlunun adı ve adresi, talep edilen alacak miktarı (faiz dahil) ve alacağın dayandığı hukuki sebep yer almalıdır. Ayrıca, alacağın varlığını ispatlayan bir belge – örneğin fatura veya sözleşme – başvuruya eklenmelidir.

Genel olarak, yerli ve yabancı alacaklılar için aynı koşullar geçerlidir. Ancak yabancı dildeki belgelerin Türkçeye çevrilmesi gerekir. Alacağın tahsili için bir vekaletname verilecekse, bu vekaletnamenin yabancı bir noter tarafından onaylanmış olması ve apostil şerhiyle birlikte sunulması gerekir.

3. Ticari bir satıştan doğan alacaklar için hangi zamanaşımı süreleri geçerlidir?

Türk hukukuna göre, ticari bir satıştan doğan alacaklar kural olarak Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesi uyarınca on yıllık genel zamanaşımı süresine tabidir. Zamanaşımı süresi, alacağın muaccel (vadesi gelmiş) olduğu tarihten itibaren işlemeye başlar.

4. Yabancı mahkeme kararları hangi şartlar altında tanınır ve tenfiz edilir?

Yabancı mahkeme kararları, aşağıdaki koşulların sağlanması hâlinde Türkiye’de tanınabilir ve tenfiz edilebilir:

  • Yabancı mahkeme kararı, verildiği ülkede kesinleşmiş ve icra edilebilir olmalıdır.
  • Karşılıklılık ilkesi (mütekabiliyet): Türk mahkemelerinin kararlarının da ilgili yabancı ülkede bir ikili veya çok taraflı anlaşma çerçevesinde ya da teamül gereği tanınıp tenfiz edilebilir olması gerekir.
  • Karar, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine giren bir konuda verilmiş olmamalıdır.
  • Karar, Türk kamu düzenine (ordre public) açıkça aykırı olmamalıdır.
  • Davalının savunma hakkı ihlal edilmemiş olmalıdır; yani usulüne uygun şekilde davet edilmemiş ve kendisini savunamamışsa tanıma ve tenfiz mümkün olmaz.

Yukarıda belirtilen şartların tamamı sağlanıyorsa, yabancı mahkeme kararları Türkiye’de tanınır ve bu kararlara dayanarak icra takibi yapılabilir.

5. Yabancı mahkeme kararının tanınması reddedilirse hangi hukuki yollara başvurulabilir?

Tanınma talebinin reddedilmesi hâlinde tarafların başvurabileceği yasal itiraz yolları mevcuttur. Yani, yabancı mahkeme kararının tanınması hakkında karar veren Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kararı, Türk Medeni Usul Hukuku uyarınca bölge adliye mahkemesine (istinaf yolu) taşınabilir. Bölge adliye mahkemesinin kararına karşı ise Yargıtay nezdinde temyiz yoluna gidilebilir.

Buna paralel olarak, alacaklıya ayrıca aynı maddi hukuki talebe dayalı olarak Türkiye'de yeni bir dava açma imkânı da tanınmaktadır. Yani, somut olayda yabancı mahkeme kararının tanınması mümkün olmasa bile, alacaklı aynı hakkı Türk mahkemelerinde yeniden dava konusu ederek yargı yoluyla elde etmeyi deneyebilir.



Autor: Marcel Brinkmann
Autor: Viola Rust-Sorge
Autor: Lukas Baldewein
Autor: Soraya Racette
Autor: Florian Bünger
Autor: Alexander Wöß
Autor: Stefan-Andrei Pisargeac
Autor: Monika Wetzlerová-Deisler
Autor: Gürkan Erdebil
Autor: Beatrix Fakó