Türkiye Paris İklim Anlaşması’nı Onayladı

İçindekiler

- Paris Anlaşması nedir?

- Anlaşmanın hedefleri nelerdir?

- İmzacı ülkeler öngörülen hedeflere nasıl ulaşacaklar?

- Türkiye Paris Anlaşması’nı ne zaman onayladı?

-Türkiye’yi nasıl bir değişim süreci bekliyor?

Paris Anlaşması nedir?

Paris Anlaşması iklim krizini önlemek amacıyla Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) kapsamında 2015 yılında imzalanıp 2016 yılında yürürlüğe giren uluslararası bir anlaşmadır. Anlaşmanın amacı küresel ortalama sıcaklık yüzeyindeki artışı 2 derece ile sınırlandırmak mümkünse 1,5 derecenin altında tutmaktır. Sıcaklık artışının bu şekilde sınırlandırılması ile iklim değişikliği risklerinin azalacağı düşünülmektedir.

Anlaşmanın hedefleri nelerdir?

Anlaşma ile hedeflenen amaç, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı uyumun ve iklim direncinin artırılması, düşük sera gazı emisyonlu kalkınmanın temin edilmesi ve bir yandan da gıda üretiminin zarar görmemesidir. Bu temel hedefe ulaşmada “ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklar ve göreceli kabiliyetler” ilkesi benimsenmiştir. Buna göre ülkeler kendi imkanları doğrultusunda küresel iklim eylemlerine katkı sunacaklardır. Paris Anlaşması ülkelerin kendi şartlarına göre hazırladıkları beyanlarını (Ulusal Katkı Beyanı) temel almaktadır. Söz konusu beyanlar 5 yılda bir sunulur. Bu anlamda Paris Anlaşması ile ülkelere belirli bir emisyon azaltım hedefi dayatılmamaktadır.

İmzacı ülkeler öngörülen hedeflere nasıl ulaşacaklar?

Paris Anlaşması’nda öngörülen hedeflere ulaşmak için mali kaynak gerekmektedir. Paris Anlaşması’nda ülkeler, uzun vadeli iklim hedeflerine ulaşmak için fon akışında düşük emisyonlara ve iklim esnekliğine dikkat etmeyi taahhüt ederken Avrupa Birliği (AB) ise sürdürebilir büyümeyi finanse etmek için iddialı bir eylem planı başlatmıştır. Ekim 2019’da AB, Arjantin, Çin, Şili, Hindistan, Kanada, Kenya ve Fas, çevresel açıdan sürdürebilir yatırımlar için daha fazla özel bağışçıyı harekete geçirme maksadı ile Uluslararası Sürdürebilir Finans Platformu’nu kurmuşlardır.

İmzacı ülkelerin iklim dostu bir ekonomiyi finanse etme ve sürdürebilir ekonomik büyümeyi teşvik etme doğrultusunda ek kamu ve özel kaynaklarını seferber etmeleri gerekmektedir. Bu sebeple iklim finansmanları sera gazı emisyonlarını azaltmaya yönelik yatırımları artırmak için kullanılmalıdır.

Türkiye Paris Anlaşması’nı Ne Zaman Onayladı?

Türkiye, Niyet Edilen Ulusal Katkı Beyanını 30 Eylül 2015 tarihinde Sözleşme Sekretaryasına sunmuştur. Bu beyana göre Türkiye’nin sera gazı emisyonlarını, 2030 yılında referans senaryoya göre artıştan %21 oranına kadar azaltılması öngörülmüştür. Sonrasında Türkiye Anlaşma’yı 22 Nisan 2016’da 175 ülke ile birlikte imzalamıştır. İmzalanmasından yaklaşık 5 sene sonra, “Paris Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun” 7 Ekim 2021 tarihli ve 31621 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 

Türkiye’yi Nasıl Bir Değişim Süreci Bekliyor?

Anlaşma, imzacı ülkelerin 2030 yılında karbon salınımını yarı yarıya, 2050 yılındaysa sıfıra indirmesini hedeflemektedir. Paris Anlaşması’nın Meclis’ten geçmesi, Türkiye’nin birçok alanda politikalarını değiştirmesine neden olacaktır. Özellikle emisyon azaltımına yönelik yeni hedefler belirlenmesi ve eylem planları hazırlanması gerekmektedir: Türkiye'nin hedefi karbondioksit emisyonu artışını 2030'a kadar yüzde 21 azaltmak, 2053'te ise sıfır emisyona ulaşmaktır. Bu hedefler, petrol, kömür gibi fosil yakıt kullanımının azaltılmasını, yenilenebilir enerjiyi ön plana çıkartmayı gerektirmektedir. Türkiye'nin sera gazı salınımının yüzde 72'sinin sanayi ve enerji sektöründen kaynaklıdır ve sanayide enerji dönüşümüne gidilecektir. Sadece sanayi ve enerji sektöründe değil ulaşımda, binalarda, tarımda, emisyona neden olan tüm sektörlerde bir dönüşüm yaşanacaktır.

Anlaşma, iklim değişikliğiyle mücadelede gelişmiş/gelişmekte olan ülke sınıflandırması ve tüm ülkelerin “ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklar ve göreceli kabiliyetler” ilkesi çerçevesinde sorumluluk üstlenmesi anlayışına dayandırılmıştır. İklim müzakerelerinde gelişmiş ve gelişen ülke sınıflandırması, yani BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'nde Ek1 ve Ek2 listeleri, ülkelerin finansal yükümlülüklerini belirlemektedir. Gelişmiş ülkeler listesinde yer alan Türkiye Anlaşmanın Ek-2 listesinde yer almadığından Yeşil İklim Fonu'ndan yararlanamayacaktır. Ancak uluslararası kaynaklardan destek almak kapsamında 28 Eylül 2021’de Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), Türkiye’ye 500 milyon Euro'nun üzerinde kaynak sağlayacak “Yeşil Ekonomi Finansman Programı” projesini onaylamıştır. Paris Anlaşması’nın hükümlerinin hayata geçirilmesi için Türkiye’ye 3.1 Milyar Euro değerinde fon verilmesi de Dünya Bankası tarafından değerlendirilmektedir.

 

Sabah Mine Cangil

Ezgi Alpaslan